Müze Terimleri Sözlüğü
Mouseion: Bilimler Tapınağı
iskenderiye: Mısır’ın Akdeniz kıyısında bulunan ikinci büyük şehridir.
MÖ 332 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuş ve adını kurucusundan almıştır. Eski çağlarda dünyanın yedi harikasından biri olan feneri ve zamanının en büyüğü kütüphanesiyle tanınan İskenderiye, bugün Mısır’ın turizm açısından önemli şehirlerden biri durumundadır.
I. Ptolemaios Soter:(d. MÖ 367 – ö. MÖ 283 Büyük İskender’in bir generali olup, onun ölümünden sonra kurulan Diadokidevletlerinden biri olarak Antik Mısır’da MÖ 305/4de firavun ünvanını da alarak (MÖ 305 – MÖ 285) döneminde krallık yapmıştır. Ptolemaik Krallığı ve Ptolemaios hanedanıkurucusudur. Kurduğu hanedana babasının ismine atfen da Lagidan hanedanı ismi de verilmiştir.
Ashmole Müzesi: İlk modern manada kurulan müzedir.
Charleston Müzesi: Amerika’da kurulan ilk müze.
Louvre Müzesi: Fransız ihtilâlinden sonra 1793 senesinde, Fransa‘da açılan ilk devlet müzesi.
Müze-i Hümayun: İlk Türk Müzesi.
Asar-ı Atika Nizamnamesi: Bugünün Türkçesi ile “Eski Eserler Tüzüğü” diyebileceğimiz Asar-ı Atika Nizamnamesi Ülkemizin tarihi eser hazinelerinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’de eski eserlere ilişkin ilk tüzük 1874 tarihinde hazırlanmıştır. O zamanki adıyla “Asar-ı Atika Nizamnamesi” diye anılan bu tüzük, bir giriş, dört bölüm ve bir sonuç şeklinde sıralanmış olarak 36 maddeden ibaretti. 1874 tarihli tüzük, arkeolojik kazılar için bir takım esaslar getirmiş olması bakımından şüphesiz ileri bir adımı temsil etmekteydi. Ancak bir çok eksikliği de bulunmaktaydı. Zira, bu tüzüğün, arkeolojik kazılarda ele geçen eserlerin kimlere ait olacağını gösteren maddesi ile, eserin yurtdışına çıkarılmasını yasaklamıyor oluşu Türkiye’nin çıkarlarıyla bağdaşmıyordu. Tüzüğe göre kazılarda çıkan eserlerin üçte biri kazı yapana, üçte biri arazi sahibine, üçte biri de devlete ait olacaktı.
Nihayet 1883 yılında yeni bir eski eserler tüzüğünün çıkarılması için çalışmalara başlandığı görülmektedir. Bu konudaki çalışmalarda ana fikir; eski eserlerin yurt dışına çıkarılmasının yasaklanması, Türkiye’de yapacakları kazılar sonucunda eski eser bulan yabancıların, bunların sadece fotoğraflarını ve alçıdan modellerini çıkarmalarına izin verilmesiydi.
Sultanahmet IstanbuL Topkapı Sarayı Müzesi TOPKAPI SARAYI Osmanlı Müzeleri Ve Sarayları 1 |
Bu görüşten hareket edilerek Osman Hamdi Bey tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulan 1884 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi, eski eserlerin devlet malı olması ve yurt dışına çıkarılamayacağı esasına dayanır. Yürürlüğe konulduğu yılların hayli ilerisindeki yılların ihtiyacına cevap verebilecek özellikteki bu tüzüğün bazı maddelerinde 1906 yılında bazı küçük değişiklikler yapılmış, tüzük bu durumu ile Cumhuriyet döneminde bile yarım yüzyıl kullanılmış ve bugün yürürlükte olan 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na temel oluşturmuştur.
Etnografya: Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran ırk bilimi. Yunanca ethnos ile graphein kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. İnsanın toplumsal varlığını niteliksel ve niceliksel olarak inceler. Bu incelemeleri alan çalışmasına göre gerçekleştirir. Bütünlükçü bir yöntem tercih eder. Bu yönteme göre insan-toplum ilişkisi birbirinden ayrı ögeler olarak anlaşılamaz. Geleneği gezi yazıları ve sömürgecilik dönemi raporlarına da dayanmaktadır.
Topkapı Sarayı Angels Home Hotel Sultanahmet Istanbul. Tarihi Eserler. Müzeler |
Arkeoloji:“Arkeoloji” sözcüğü, Yunanca arkheeos (eski) ve logos (bilim) sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmiş bir sözcüktür ve “eskinin bilimi” anlamını taşır. Türkçede ise bu bilim tarihî yapıtların bulunma yöntemine atıfta bulunarak, “kazı bilimi” adını almıştır. Eski yapıt bilimi de denilebilir.
Arkeoloji kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırmaktadır. Bunlar arasında tarih öncesi (prehistorya) arkeolojisi, klasik arkeoloji, protohistorya ve önasya arkeolojisi, mısır arkeolojisi, tevrat arkeolojisi, ortaçağ arkeolojisi sayılabilir. Arkeoloji, yazılı tarihten önce ve sonra yaşamış insanlara ilişkin bilgi edinme olanağı sağlaması açısından özellikle önemlidir. Bu bilim dalının uzmanları olan arkeologlar, araç, eşya ve yapı kalıntılarını inceleyerek, eski insanların nasıl yaşadıklarını anlayabilirler.
Arkeologlar çalışmalarını çoğunlukla eskiden insanların yaşadığı varsayılan yerleşimleri gün yüzüne çıkararak yürütürler. Yıkılan bir kentin üstüne yenisi yapıldığından, eski kentler genellikle toprağın altında kalır ve üst üste kurulan yerleşmelerin mimari (özellikle kerpiç) yıkıntıları zamanla bir tepe oluşturur. Bu tür tepeler Türkiye’de höyük, Yunanistan’da “Magula”, Yakındoğu’da “Tell”, İran’da “Teppe” olarak adlandırılır.
Topkapı Sarayı Müzesi Ve Alay Meydanı. Tarihi Eserler. Osmanlı Müzeler Ve Saraylar |
Ülkemizdeki Alacahöyük, Yalıhüyük ve Çatalhöyük gibi eski yerleşmeler birer höyüktür. Ancak her arkeolojik buluntu yeri bir höyük değildir. İnler, düz yerleşme yerleri, antik kentler de arkeolojinin araştırma alanları arasında yer alır.
Yorumlar
Yorum Gönder